Sanrı ya da diğer adıyla hezeyan; kişinin, diğer insanların inanıp inanmadığına bakılmaksızın süren, tersinin doğru olduğuna dair açık ve tartışmasız kanıtlar olmasına karşın değiştirilemeyen gerçek dışı inançlarının olmasıdır. Sanrılı (hezeyanlı) bozukluk ise akla uygun, saçma olmayan, günlük hayatta gerçekleşmesi mümkün olan; takip edilme, aldatılma, düşmanları olma, uzaktan bir aşkla sevilme, bir hastalığı olma gibi sanrıların görüldüğü ruhsal bir bozukluktur.
Sanrılı bozukluk yaşayan kişiler bir ruhsal bozukluk yaşadıklarının farkında değildirler ve bunu kabul etmezler. Bu nedenle kendileri psikiyatrik yardım için başvurmazlar, daha çok ailelerinin, iş yerlerinin ya da resmi kurumların zorlamasıyla muayeneye gelirler.
Sanrılı bozukluğu olan kişinin özbakımı, günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme ve çalışma yetisi genellikle bozulmaz. Bazen tabloya hafif depresyon belirtileri eşlik edebilir. Varsanılar (gerçekte var olmayan şeyleri görmek, işitmek vb.) genellikle yoktur. Anlamlı bir biçimde kendini ifade edebilir, gerçek dışı olan inançlarına çeşitli açıklamalar getirir. Bu inançlarına bağlı olarak öfkeli, kaygılı vb. olabilir.
Sanrılı bozukluk, sanrıların içeriğine göre gruplandırılır:
Kaynak:
Dışavurumcu terapiler, dışavurumcu sanat terapisi ve yaratıcı sanat terapileri (resim terapisi, dans/hareket terapisi, tiyatro terapisi,…
Giriş Bilinçli farkındalık; kişinin dikkatini, tarafsız bir tutumla, şu an gerçekleşmekte olan yaşantısına yöneltmesini amaçlayan…
Tıkınırcasına yeme bozukluğu yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları olur. Bu ataklar sırasında…
Anoreksiya nervozası olan kişinin beden ağırlığı yaşı ve cinsiyetine göre olması gereken en düşük ağırlıktan…
Bulimiya nervoza yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları ve kilo alma korkusuyla yediklerini…