Panik bozukluğunun üç önemli özelliği vardır: Panik atakları, beklenti kaygısı ve agorafobi.
Panik atağı ani başlayan, kişinin neden ortaya çıktığının farkında olmadığı, şiddetli bir kaygı halidir. Yaşanan şiddetli kaygıya nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, terleme gibi güçlü beden duyumları eşlik eder. Atak sırasında, kişi, mantıklı düşünme ve plan yapma gibi zihinsel yetilerini geçici olarak kaybeder ve bulunduğu ortamdan kaçmak ya da uzaklaşmak için yoğun bir istek duyar.
Panik atakları kişiden kişiye farklı biçimlerde kendini gösterebilse de, atak sırasında aşağıdaki belirtilerden en az dördü şiddetli kaygı-korku duygusuna eşlik eder:
Bunlar dışında panik atakları sırasında ağız kuruluğu, idrara çıkma isteği, karında gaz hissi ya da basınç, geğirme, bağırsak hareketlerinde artış, çabuk sinirlenme, düşünememe, düşüncelerin yavaşlaması, başta ve ensede çeşitli duyumlar gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Panik atağındaki bedensel belirtilerin bir kısmı derin ve hızlı nefes alıp verme nedeniyle gelişmektedir. Derin ve hızlı nefes alıp verme şiddetli kaygı nedeniyle ortaya çıkar ve kandaki karbondioksit düzeyinin düşmesine neden olarak; başta sersemlik hissi, baş dönmesi, bedenin değişik bölgelerinde uyuşma-karıncalanma ile ellerde-ayaklarda kasılmalar gibi ek bedensel belirtilere yol açar. Bu beden duyumları ise kaygının daha da artmasıyla sonuçlanır.
Panik atağı geçiren bir kişi, atak belirtilerini genellikle kalp krizi geçirdiği, felç olacağı, bayılacağı, kontrolünü yitireceği ya da delireceği, hatta öleceği biçiminde yorumlar. Bu düşünceler panik atağının zihinsel belirtilerini oluşturur ve varolan şiddetli kaygıyı daha da arttırır.
Panik atağı hızla ortaya çıkar, başlangıcından sonraki 2-10 dakika içinde doruğa ulaşır ve çoğunlukla 10-30 dakika sürer. Nadiren saatlerce devam edebilir. Atak sırasında kişi yapmakta olduğu etkinliği devam ettirmekte zorlanır, hatta bazen bu olanaksız hale gelir. Kendini çaresiz hisseder ve bir an önce içinde bulunduğu ortamdan kaçıp kurtulmak ister.
Atakların sıklığı ve şiddeti oldukça değişkendir, kimileri haftada bir-iki atak geçirirken, her gün çok sayıda ya da ayda bir atak geçirenler de vardır.
Panik atakları her durum ve koşulda, hatta uykuda bile gelişebilir. Gece gelen panik atakları; bir tetikleyici olmaksızın, aniden, büyük bir korkuyla uyanma ile karakterizedir. Uykuya daldıktan sonraki ilk 1-4 saat içinde meydana gelir, genellikle gündüz ataklarından daha şiddetlidir ve daha fazla sayıda belirti içerir. Ortalama 25 dakika sürer ve gecede bir kez olması tipiktir. Bu ataklar nedeniyle kişi uykusuzluk çeker, uyumaktan çekinir ve korkar, hatta gündüz uyumayı yeğleyebilir. Fakat uyku yoksunluğu da yeni gece gelen panik ataklarını tetikleyebilir.
Panik atakları belirli bir tetikleyici durumla karşılaşıldığında ya da karşılaşma olasılığında yaşanıyorsa durumsal panik ataklarından söz edilir. Durumsal panik ataklarında atakların ne zaman ve nerede olacağı önceden tahmin edilebilir. Durumsal panik atakları daha çok sosyal kaygı bozukluğunda ve özgül fobilerde görülse de, panik bozukluğunda da karşımıza çıkabilir. Örneğin, panik atakları yalnızca kapalı ve kalabalık ortamlara girildiğinde ya da toplu taşıma araçlarına binildiğinde oluyordur. Yine de panik bozukluğu çoğunlukla durumsal ve beklenmedik atakların karışımını ya da zaman içinde yer değişimini içerir.
Dört taneden daha az panik atağı belirtisi olan panik atakları ‘sınırlı belirtili ataklar’ olarak tanımlanır. Sınırlı belirtili ataklarda kişi neredeyse panik atağı geçirecekmiş gibi olduğunu; fakat belirtilerin çok kısa sürdüğünü ifade eder. Bu ataklar çoğunlukla tam panik ataklarıyla birlikte görülse de, bazı kişilerde panik bozukluğunun başlangıcı sınırlı belirtili ataklarla olabilir.
Panik atağı hızla tıbbi yardım arayışına yol açar. Panik atağı geçiren kişiler öncelikle acil servislere, daha sonra da sıklıkla kardiyolog ve nörologlara başvururlar.
İlk ataktan sonra ya da atakların sıklaşmasıyla birlikte bir başka atak olacağına dair korku gelişir ve kişi yaygın kaygı bozukluğundakine benzer şekilde; dikkat dağınıklığı, kaygılı bir bekleyiş içinde olma, plan yapmakta zorlanma ve aşırı hareketliliğin eşlik ettiği bir kaygı durumu yaşar. Bu yeni bir panik atağı geçirme beklentisi ve korkusuna beklenti kaygısı denir.
Beklenti kaygısı içindeki kişi, sürekli olarak ne zaman panik atağı yaşayacağını kestirmek amacıyla tüm çevresel ve bedensel ipuçlarını değerlendirmeye çalışır. Belirgin tetikte olma hali içindedir. Bedenine, beden duyumlarına olan ilgisi artar: Solunumu ne zaman hızlanmaya başlamaktadır? Kalp atımını neler artırmaktadır? Egzersiz yapsa ne olabilir? Hangi ortamlarda bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır? Şu an bulunduğu yere en yakın sağlık kuruluşu nerededir ve oraya nasıl hızlı bir şekilde ulaşabilir? Kişinin kafası sürekli bu gibi ek kaygı kaynağı olan düşüncelerle dolu hale gelir. Bu beklenti kaygısı da durumsal panik ataklarına, agorafobik kaçınma davranışlarına ve sağlık kaygısına zemin hazırlar.
Agorafobi kişinin panik hissetmesine neden olacak, yardım almasının ya da kaçıp kurtulmasının kolay olmayacağı durum/ortamlardan korkması olarak tanımlanabilir ve panik bozukluğu olanların 1/3 ila 3/4’ünde görülür.
Ani başlayan beklenmedik panik ataklarının yarattığı tehdit ve tehlike algısı, bir dizi kaçınma eylemini tetikler. Kişi panik atağı ya da kaygı yaşamamak veya tehlikeli gördüğü şeylerden kendisini korumak için kendince birçok güvenlik önlemine başvurur.
Kişi; tek başına evin dışında olma, kalabalık bir ortamda bulunma ya da sırada bekleme, köprü üzerinde olma ve otobüs, tren ya da otomobille geziye çıkma gibi kaygı yaratabilecek durum ve ortamlardan kaçınır. Ya böyle durum ve ortamlarda bulunmayı reddeder, ya da yanında bir yakının olmasına ihtiyaç duyar. Aksi takdirde yoğun bir sıkıntıyla buna katlanır. Bazen bu kaçınma davranışı oldukça şiddetli olabilir ve kişi kaçındığı duruma/ortama dahil olmaya zorlandığında panik atağı yaşayabilir.
Kaçınmak ve güvenlik önlemleri almak kaygıyı kısa vadede yatıştırmakla birlikte, uzun vadede sürdürücü işlev görmektedir. Agorafobi kişinin yaşam biçimini değiştirir. Şiddetli ise, kişiyi eve ya da bazı kişilere bağımlı hale getirebilir.
Bazı kişilerde panik atakları kaybolunca agorafobi de kaybolur, bazılarında ise devam eder.
Panik ataklarıyla ortaya çıkan şiddetli bedensel belirtiler ve duyumlar, kişilerce genellikle ciddi sağlık sorunları yaşadıkları biçiminde yorumlanır. Kişinin sağlık konusundaki inançlarıyla bağlantılı olan ve kendi sağlığıyla ya da hastalanacağıyla ilgili korku ve endişelere ‘sağlık kaygısı’ denmektedir. Sağlık kaygısının tıbbi hastalığı bulunan kişilerde ve yaşlılarda daha fazla olması olağandır; ancak panik bozukluğunda yaşanan korkutucu bedensel kaygı belirtilerinin ciddi hastalıklar yaratacağı düşüncesi hastalık hastalığı uğraşlarına neden olmaktadır.
Panik-agorafobi spektrumu kavramı tanı ölçütlerinde tanımlanan panik belirtilerinin yanı sıra görülebilen atipik ya da eşik altı panik belirtilerini içermektedir ve sekiz alt alanda incelenir:
Kaynak:
Dışavurumcu terapiler, dışavurumcu sanat terapisi ve yaratıcı sanat terapileri (resim terapisi, dans/hareket terapisi, tiyatro terapisi,…
Giriş Bilinçli farkındalık; kişinin dikkatini, tarafsız bir tutumla, şu an gerçekleşmekte olan yaşantısına yöneltmesini amaçlayan…
Tıkınırcasına yeme bozukluğu yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları olur. Bu ataklar sırasında…
Anoreksiya nervozası olan kişinin beden ağırlığı yaşı ve cinsiyetine göre olması gereken en düşük ağırlıktan…
Bulimiya nervoza yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları ve kilo alma korkusuyla yediklerini…