Tüm kaygı bozukluklarında ortak olan özellik belirli varlık veya eylemlerle karşılaşınca kaygı belirtilerinin görülmesidir. Kaygı belirtileri algılarımızı, düşüncelerimizi, duygularımızı, bedenimizi ve davranışlarımızı etkiler. Kişiden kişiye değişiklikler olmakla birlikte, kaygıya neden olan varlık veya eylemle karşılaşan kişide gerçekten korkulacak bir durumda ortaya çıkan belirtilerin benzerleri görülür: yani kişinin kalbi hızlı çarpar/sıkışır, nefesi daralır, göğsü sıkışır; titreme/terleme, uyuşma/karıncalanma olur; baş dönmesi, bayılma hissi ve sık idrara gitme isteği olur.
Bir tür kaygı bozukluğu olan özgül fobinin en önemli özelliği kişinin korktuğu varlık veya eylemin oldukça belirli ve sınırlı olmasıdır. Kişi korkusunun mantıksız veya aşırı olduğunun farkında olmasına rağmen onu yatıştıramaz. Korktuğu varlık veya eylem, onunla karşılaşmadan da kişiyi etkileyebilir. Örneğin onu düşünmek, hayal etmek veya onunla karşılaşma beklentisi de kişide belirgin kaygıya neden olabilir. Özgül fobide kişi korktuğu varlık veya eylemden ciddi biçimde kaçınabilir. Kaçınma, bazen kaygıyı başarılı biçimde kontrol etmeyi ve nispeten sorunsuz bir hayat sürmeyi sağlayabilir. Bazı durumlarda ise kaçınma yeterli olmaz veya kaçınmanın kendisi aşırı olduğu için hayatı ciddi biçimde etkileyebilir.
Özgül fobisi olan birçok kişi korktuğu varlık veya eylemle ilgili, korkuya ek olarak güçlü bir iğrenme duygusu tarif eder. Özellikle kan-yaralanma fobisi ve hayvan fobilerinde bu durum oldukça yaygındır.
Hayvan fobileri en yaygın fobiler arasındadır. Birçoğu erken çocuklukta başlar ve bir kısmı erişkinlikte de sürer. Kedi, köpek, böcek, kuş gibi sık karşılaşılan hayvanlarla ilgili fobiler daha sıktır. Ancak yılan, yarasa, vahşi hayvanlarla ilgili fobiler de görülür. Hayvan fobisi olanların yaklaşık yarısında bu hayvanla korkutucu bir deneyim öyküsü vardır.
Sık görülen fobilerden biri de doğa fobileridir. En sık görülen türler olan gök gürültüsünden, fırtınadan; göl, deniz gibi sulardan korkma ve buna bağlı kaçınmalar kişinin hayatını ciddi biçimde kısıtlayabilir. Korku nedeniyle kişi deniz aracına binemez, yüzemez, fırtınalı havada dışarı çıkamaz, gök gürlediğinde duymamak için kulaklarını tıkar, saklanır. Yükseklik korkusu, karanlık korkusu gibi korkular hem doğa, hem de durum fobisine örnek olabilir.
Kan görünce rahatsızlık hissetme çoğu insanda görülen bir özelliktir. İnsanların en çok rahatsızlık duydukları (bayılacak gibi olma, kalp hızında değişme, mide bulantısı şeklinde tepki verdikleri) görüntüler şunlardır: kan, bedensel sakatlık, parçalanmış insan bedenleri. Tıp ve hemşirelik öğrencileri arasında kan görünce bayılma sık olarak görülen bir durumdur ve kalp hızının yavaşlamasına bağlıdır. Bunun dışında kan verirken, kulak deldirirken, diş çektirirken ve diğer tıbbi işlemler sırasında bayılmalar da bilinen durumlardır. Kan-yaralanmayla ilgili varlık ve eylemlerin oluşturduğu hafif korku çoğu kez gündelik yaşamda sorun yaratmaz. Ancak yaşamı ciddi biçimde etkilemeye başladığında fobi adını alır. Bazı kişiler kan-yaralanma korkusu nedeniyle hayati önemi olan müdahalelerden bile kaçınırlar: şeker hastaları iğnelerini yapmaz, kanser hastaları ameliyat olmaz, bazı kadınlar doğumdan korktukları için gebe kalmazlar. Birçoğu hastanelere gitmez, hasta insanlara bakamaz, tıbbi konularla ilgili TV programlarını seyredemezler. Bu korku yüzünden hekimlik, hemşirelik gibi mesleklerden kaçınabilirler. Bazı hastalar “kan” lafını duyunca bile bayılabilirler. Bazıları ambulans sirenini duyunca, bir ameliyatın anlatılması ile de bayılabilirler.
Yukarda örnekleri verilen fobiler dışında pek çok varlık veya eylem korku ve kaçınmaya yol açabilir. Bunlardan biri de yutma fobisidir. Genellikle kötü bir deneyimi izleyen bu fobide kişi bazen katı, bazen sıvı, bazen de her tür gıdayı almaya karşı şiddetli bir korku geliştirir. Korkulan sonuç yiyeceğin boğazına takılacağı, nefes borusuna kaçacağı, boğulmaya yol açacağıdır. Bu kişilerde genellikle öğürme refleksi abartılı bulunur.
Kaynak:
Dışavurumcu terapiler, dışavurumcu sanat terapisi ve yaratıcı sanat terapileri (resim terapisi, dans/hareket terapisi, tiyatro terapisi,…
Giriş Bilinçli farkındalık; kişinin dikkatini, tarafsız bir tutumla, şu an gerçekleşmekte olan yaşantısına yöneltmesini amaçlayan…
Tıkınırcasına yeme bozukluğu yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları olur. Bu ataklar sırasında…
Anoreksiya nervozası olan kişinin beden ağırlığı yaşı ve cinsiyetine göre olması gereken en düşük ağırlıktan…
Bulimiya nervoza yaşayan kişinin tekrarlayan bir biçimde tıkınırcasına yeme atakları ve kilo alma korkusuyla yediklerini…