Bir maddenin ya da ilacın beden üzerindeki doğrudan etkilerine bağlı geliştiği kaygı durumlarında madde kullanımının yol açtığı kaygı bozukluğundan söz edilir.
İlaç/maddeye bağlı kaygı bozukluğunda belirtiler genellikle alınan ilacın/maddenin dozuna bağlıdır ve doz azaltılınca ya da kesilince düzelir. Ancak istisnalar da olabilir; örneğin bazı kişilerde tek bir alımla bile belirtiler ortaya çıkabilir, ya da ilacın/maddenin bedenden atılma süresine bağlı olarak haftalarca ya da aylarca da devam edebilir. İlacın/maddenin alınmasından ya da kesilmesinden sonra başlayan belirtilerin zamanla azalma göstermesi kaygının ilaca/maddeye bağlı olduğunu düşündürtür.
İlaçlara bağlı gelişen kaygı, genellikle ilaç alındığında ortaya çıkar. Kötüye kullanılan maddelerle ilişkili kaygı ise, maddenin özelliklerine göre zehirlenme ya da yoksunluk durumunda, bazen de her iki durumda birden oluşabilir. Madde kullanımının yol açtığı kaygı belirtileri, bire bir uyuşmasa da; yaygın kaygı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu, obsesif- kompulsif bozukluk ya da panik bozukluğu bellirtileri şeklinde ortaya çıkabilir.
Madde kullanımınına bağlı kaygı belirtilerine bilinç bulanıklığı, idrar-dışkı kaçırma, konuşma güçlüğü gibi belirtiler eşlik edebilir. Kullanılan ilacın/maddenin neden olduğu duygudurum ya da algı bozuklukları gibi başka belirtiler de bulunabilir. Bazı durumlarda çoklu madde kullanımı ya da çeşitli tıbbi hastalıkların eşlik etmesine bağlı olarak geniş bir belirti kümesiyle karşı karşıya kalınabilir.
Alkol bağımlılığı toplumda en sık görülen madde kullanım bozukluklarından biridir. Alkolün aniden kesilmesinde ya da kesilmenin ileri evrelerinde, kaygı bozukluğunun ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Aniden kesilmelerin yaklaşık %80’inde yaygın kaygı ya da panik görülür. Kesilmenin 4-6. haftasında sosyal kaygı ya da agorafobi düşündüren bulgular oluşabilir. Ağır olgularda yoksunluk belirtileri haftalar, hatta aylar boyunca devam edebilirse de, genellikle azalarak kaybolur.
Amfetamin zehirlenmesi sırasında yineleyici ya da törensel hareketler, obsesif-kompulsif belirtiler ya da yaygın kaygı ve panik oluşabilir. Yoksunluk durumlarında da benzer belirtiler ortaya çıkabilir.
Kafein alımındaki aşırılık yaygın kaygı, panik, sosyal kaygı ve obsesif-kompulsif belirtiler oluşturabilir. Kaygı bozukluğu olanlar genellikle daha az kafein tüketirler ve kafein aldıklarında kaygılarının yükseldiğini bildirirler. Kafein yüksek miktarlarda alındığında herkeste kaygı, hatta paniğe neden olabilir. Kafein alımı kısıtlandığında belirtilerin düzelmesi tipiktir.
Esrar, bazı olgularda panik, baş dönmesi, çıldırma korkusu, depresif duygudurum gibi belirtilere neden olur. Bu belirtiler genellikle kısa sürede oluşur ve yaklaşık bir saat kadar sürer.
Kokain entoksikasyonu ve yoksunluğunda panik ve obsesif-kompulsif belirtiler oluşabilir. İlaç kesildikten aylarca sonra bile belirtiler devam edebilir.
Hallusinojen zehirlenmesinde kaygı en sık görülen belirtidir. Algının ani olarak bozulması ve kontrol kaybı düşüncesi kaygının temel nedenlerini oluşturur ve kaygı panik derecesine ulaşabilir.
İnhalan kullananlarda yaygın kaygı, panik, obsesif-kompulsif belirtiler ve fobiler ortaya çıkabilir.
Kaynak:
- Cansever, A. (2006). Madde Kullanımının Yol Açtığı Anksiyete Bozuklukları. R. Tükel, T. Alkın ve Ş. Yüksel (Der.), Anksiyete Bozuklukları (ss. 549-562) Ankara, Türkiye Psikiyatri Derneği Bilimsel Çalışma Birimleri Dizisi – No:4